TAKLİT İNSANIN BOYNUNA GEÇİRİLMİŞ BİR YULAR

İlahiyatçı- Yazar Fatih Kahraman, taklidin insanın boynuna geçirilmiş bir yular olduğunu söyledi.
Günümüzde kitle iletişim araçlarıyla birlikte insanların davranışlarının ve kültürlerinin değiştirildiğini söyleyen ilahiyatçı-yazar Fatih Kahraman, dizi ve filmlerin gençleri taklide düşürerek, olumsuz etkilediğini dile getirdi. Radyo Huzur’un “Huzurlu Sabahlar” programında konuşan Kahraman, taklidin insanın boynuna geçirilmiş bir “yular” olduğunu da ifade etti. Kahraman, taklidin ikiye ayrıldığını belirterek, taklit ile ilgili şu bilgilere yer verdi.
“Taklit de ikiye ayrılır: 1- Şuursuz taklit, 2-Şuurlu taklit. Ya da iyiyi taklit, kötüyü taklit diye de düşünebiliriz. Olumsuz anlamda taklit insanın boynuna geçmiş bir yular gibidir ki kişiyi kendisi olmaktan çıkarır. İradesini, aklını, fikrini, duygu ve düşüncesini iptal eder. Kişiliksizleştirir, şahsiyetini yok eder. Taklidin bu türü “içgüdüseldir, insanı insanlıktan çıkarıp hayvanlaştırır.
Kısaca taklit, insanın boynuna geçmiş bir “yular”dır. Bu tür bir taklit, reddedilmiştir, çirkindir, zavallılıktır. Şuurlu taklit, tahkike ulaşıncaya kadar caizdir, kimi zaman gereklidir. Ancak, kötüyü taklit şuurlu da olsa kötüdür, çirkindir”
Taklidin nasıl başladığı hakkında da görüş bildiren Kahraman, “Taklit, önce giyim, kuşam, yeme içme gibi basit şeylerle başlar. Bu, daha sonra davranışlara yansır. Kişi ya da toplum, taklit ettiği kişi ya da toplumların tabiatını almaya başlar. Onlar gibi davranmaya, onlar gibi düşünmeye başlar. Eylemleri, düşünceleri ve en sonunda da duyguları benzeşir. Çünkü artık; “Kalpleri (duygu ve düşünceleri) birbirine benzemiştir.” (Bakara, 118) dedi.
Yaklaşan yılbaşı için Müslümanların batılıları taklit ettiğini de söyleyen Kahraman, Müslümanların yılbaşında kutlama yapmayıp, başka milletlere benzememe konusunda uyarılarda bulundu.
“İslâmiyet, ferdî-ailevi ve sosyal hayatın hiçbir alanında çizdiği çerçevenin dışına çıkılmasına müsaade etmemiş... Kur’ân-ı Kerim’de, bizlere bütün yönleriyle tanıttığı ehl-i kitaba, diğer batıl ve muharref dinlerin mensuplarına, müşriklere, Budistlere, ateistlere benzemeye ruhsat vermemiştir. Onun içindir ki Müslümanların; Yahudi, Hıristiyan, Budist ve dinsizlerle kaynaşmalarına sebep olacak taklitlerden, benzeşmelerden kaçınmaları ve her hâlükârda İslâmî kimliklerini korumaları emredilmiştir. Zira en basitinden en mühimmine bir noktada benzeşme, daha büyük benzeşmelere vesile olmaktadır. Gayr-i Müslimlere benzemenin sebep olacağı tehlikeli neticelere dikkatimizi çekmek içindir ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“(Tasvip ederek) bir kavme (bir topluluğa) benzemeye çalışan kişi, o (benzemeye çalıştığı) kavimdendir.”
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.